AFYONKARAHİSAR EVCİLER İLÇE MİLLÎ EĞİTİM MÜDÜRLÜĞÜ

DÖGEP (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ GELİŞTİRME PROGRAMI)

DÖGEP (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ GELİŞTİRME PROGRAMI)  EKİM AYINDA YAPILMIŞTIR.
DÖGEP (DİN KÜLTÜRÜ VE AHLAK BİLGİSİ GELİŞTİRME PROGRAMI)

EVCİLER İMAM HATİP ORTAOKULU MÜDÜRLÜĞÜ

 

DÖGEP EKİM AYI ETKİNLİK RAPORU

 

 

 

FAALİYET KONUSU: Covid-19 sürecinde eğitim-öğretimi etkileyen güncel sorunlar. Uzaktan eğitim sürecinde meslektaş dayanışması, ruhsal ve fiziksel sağlığın korunması.

 

YÖNTEM/TEKNİK:  Toplantı

 

PAYDAŞLAR: Evciler İmam Hatip Ortaokulu

 

KATILIMCILAR: Evciler İmam Hatip Ortaokulu Din Kültürü Öğretmenleri

 

FALİYET YERİ : Müdür Odası

 

FALİYETİN YAYINLANDIĞI ADRES (İNTERNET SİTESİ) : evcileriho.meb.k12.tr

 

 

COVİD-19 SÜRECİNDE EĞİTİM ÖĞRETİM

Pandemi dünyadaki diğer tüm eğitim sistemlerini etkilediği gibi bizim eğitim sistemimizi de etkiledi. İnsanlar bir yandan salgına yakalanmamak için çaba sarf ederken, diğer yandan da okulların kapanmasıyla evde kalan çocukların, gençlerin eğitimlerini sürdürmelerine gayret göstermeye başladı.

Salgının Avrupa ülkelerine sıçraması ile birlikte YÖK ve Milli Eğitim Bakanlığı Şubat ayından itibaren bazı hazırlıklara başladıklarını ve izlenecek yol haritasının belirlendiğini kamuoyuna açıkladılar.

Virüsün ülkemize de yayılmasıyla birlikte Milli Eğitim Bakanlığı ve YÖK 16 Mart 2020 tarihinde okulların ve üniversitelerin kapatılmasına karar verdi. Doğru bir karar olduğunu salgının çok hızlı bir şekilde Türkiye'nin birçok iline yayılmasıyla öğrenmiş olduk.

Okulların kapalı kalma süresinin uzaması ile birlikte Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler, yöneticiler, öğretmenler kolları sıvayıp öğrencilerin eğitimlerini evde sürdürebilmeleri için çalışmalar başlattılar. İlk önce üniversiteler eğitimlerini e-öğrenme platformları üzerinden gerçekleştireceğini; toplantı, seminer ve konferansları video konferans sistemi üzerinden yapacaklarını duyurdular.  

Ardından Milli Eğitim Bakanlığı her türlü senaryoya hazır olduklarını açıkladı. Aslında bu açıklamalar okulların kısa vadede açılmayacağının ve eğitimde yeni bir dönemin başlayacağının sinyaliydi.

Uzaktan eğitim MEB 2019-2023 Stratejik planın hayat boyu öğrenme ve özel öğretim kurumları kapsamında yer almaktadır. Dolayısıyla stratejik planda yer alan uzaktan eğitimin okulların kapanmasıyla birlikte uygulamaya konulması hız kazanmış oldu. 

Eğitim Bilişim Ağı (EBA) ve ulusal kanallar üzerinden öğrencilere ders anlatımları, konu tekrarları ve çeşitli etkinlikler yayınlandı. Bunlar yeterli miydi? Tabi ki de yeterli değildi.

Yeni girişimler ve yeni çalışmalar yapılmalıydı. Birçok yerde öğretmenler kendi imkanlarıyla evde çekmiş oldukları ders videoları, yapmış oldukları çeşitli etkinlik ve faaliyetleri öğrenci ve velilerine ulaştırmaya gayret gösterdiler. Öğretmenlerimizin bir kısmı EBA'nın dışında farklı programlarla öğrencilere ulaşmaya çalıştılar.  

Eğitimin sürdürülebilmesi için atılan bu adımların birtakım zayıf yönleri olsa da zamanla tecrübelerin artmasıyla birlikte sistem rayına oturmaya başlayacaktır.

Milli Eğitim Bakanlığı birçok adım attı. Fakat en önemli adımlardan biri de şu anda kullanılmakta olan ''Canlı Dersler'' uygulaması ile dijital sınıf, online öğrenme ortamları oluşturularak eğitim faaliyetlerine devam edilmesidir.  

Bu uygulama ile öğretmen ve öğrencilere belli plan çerçevesinde konu anlatımı, soru çözümü yaparak sanal platformlarda sınıf ortamı oluşturmak amaçlanmıştır. 18 milyondan fazla öğrencinin bulunduğu ülkemizde dijital platformlarda eğitim vermek öyle sanıldığı gibi kolay değildir. Bu uygulama bazı olumlu-olumsuz sonuçları beraberinde getirecektir.

Covid-19'un Eğitim Üzerindeki Bazı Olumlu Sonuçları

 

·         2012 yılında yapılan ilk testlerle eğitim hayatımıza giriş yapan EBA, okulların kapanmasıyla birlikte hızlı bir şekilde yeni güncellemeler yapılarak, yeni içerikler eklenmesiyle artık eğitim hayatımızda kalıcı bir yer edindi.

·         Uzmanlara göre salgın; teknolojinin eğitim sistemine uyarlama sürecini ve dijital eğitim sınıflarının oluşturulmasını hızlandırmış durumda. Böylece dijital sınıf ortamları eğitim sistemimize entegre edilerek bazı olumlu değişiklikler yaratabilir.

·         Öğretmen,  öğrenciler ve velilerin teknoloji ile daha fazla kaynaşması ve teknolojiden yararlanmasını sağlayabilir. Bu şekilde öğretmen, yönetici ve tüm okul paydaşları dijital okuryazarlığın önemini kavramış olacaklardır.

·         Yeterli donanım ve imkana sahip öğrenciler okul eğitiminin yanında evde yapılan çalışmaların, etkinliklerin izlenilmesine, okulda eksik kalan yönlerin evde tamamlanmasına yardımcı olabilir.

·         Köy Okulları Değişim Ağı (KODA) çözüm masası kurarak ürettikleri içerikleri köy öğrencilerine öğretmenleri vasıtası ile ulaştırmaktadır. Bu durum köy okullarının daha fazla desteklenmesi ve  imkanlarının daha da iyileştirilmesine olanak sağlayabilir.

·         Teknolojiyi kullanmayı ihmal etmeyen öğretmenler bu durumu fırsat bilip daha fazla aktif girişimlerde bulunabilir, yeni yöntem ve teknikler geliştirebilir.

 

Covid-19'un Eğitim Üzerindeki Bazı Olumsuz Sonuçları

 

·         Bazı bölgelerde EBA' nın çıkış noktası olan ''Okullar arası Adaleti Sağlama'' ve ''Fırsat eşitliği'' ilkesine aykırı sonuçlar doğurabilir. Teknolojik alt yapının eksik olduğu okulların ve sosyo-ekonomik açıdan ailevi durumları iyi olmayan öğrencilerin uzaktan eğitime ulaşmasını zorlaştırabilir.

·         Uzmanlar engelli ve özel gereksinimli öğrencilere yönelik yapılan çalışmaların yetersiz kaldığını belirtmektedir. Bu durum hem öğrenciler hem de ebeveynleri açısından ciddi sorunlar doğurabilir.

·         Teknoloji ile yıldızı barışmayan öğretmenler kendilerini daha fazla arka planda tutabilir ve sisteme uzak kalabilir. Bu durumun öğretmen ve öğrencilere olumsuz yansımaları olabilir.

·         Uzaktan eğitim, canlı dersler ve e-öğrenme platformlarının iyi yönetilememesi ''öğrenmede bireysel farklılık''. ''düzeye uygunluk'' gibi kavramların ortadan kalkmasına sebep olabilir.

·         Velilerin bilgi donanımı, ailelerin sosyo-ekonomik durumları, ev ortamının uygun olmaması öğrencilerin sisteme girmesini engelleyebilir, öğrencinin kendine güven duygusunun zedelenmesine sebep olabilir.

·         Evde hareket alanları kısıtlı olan öğrenciler bazı sağlık ve psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalabilir. Öğrencilerde motivasyon düşüklüğü, kaygı ve stres gibi bazı istenmeyen davranışlar ortaya çıkabilir.

 

 

  Neler Yapılabilir?

 

·         Her şeyden önce öğrencilerin bedensel ve ruhsal sağlıklarına dikkat etmeleri gerekmektedir.

·         Evde okul derslerinin yanında fiziksel ve zihinsel aktiviteler yapılabilir, çeşitli spor ve zeka oyunları oynayabilirler.

·         Öğretmenlerin EBA'yı kullanmasının desteklenmesi, koşulları nedeniyle uzaktan eğitime erişemeyen, uzaktan eğitim araçlarını kullanamayan çocuklara ve ailelere gerekli maddi ve manevi destek sağlanmalıdır.

·         Rehabilitasyon ve özel eğitim öğrencileri için gerekli ve yeterli önlemlerin alınması gerekmektedir.

·         Bunların yanında öğrencilerde covid-19 nedeniyle oluşan travmatik etkileri azaltmak amacıyla, özellikle yakınlarını kaybeden, öğrencilere yönelik psikolojik destek sağlanmalıdır ve öğrencilere rehberlik edilmelidir.

·         Meb Öğrencilerin daha aktif katılımını sağlayan yeni içerikler ve programlar yükleyebilir, öğrenci ve öğretmenlere daha fazla destekleyici girişimlerde bulunabilir.

·         En son verilere göre öğrencilerin %20 sinin internete ulaşamadığı, %5 nin ise televizyon ile bağlantısı olmadığı anlaşılmıştır. Bu durumu yaşayan öğrencilere ulaşılmalı ve gerekli destek sağlanmalıdır. 

·         Mevsimlik işçi olarak çalışan aileler ve çocukları için daha kapsamlı bir çalışma yürütülebilir.

·         Belli bir kotaya kadar öğrencilere, velilere ve öğretmenlere internet sağlanmalıdır.

·         Her öğrenci aile büyüklerinden bulunduğu bölgeye ait hikâye, masal, şiir, fıkra dinleyebilir, öğrenebilir ve bunları defterlerine geçirebilir. Ayrıca bulundukları bölgeye ait çeşitli iş eğitimi, el becerileri, müzikal aletleri yapabilir bunlara yönelik çalışmalar yürütebilirler. Bu şekilde bazı kültürel ve geleneksel değerlerimizi hem tanıma hem de bu kültürel değerlerin sürdürülmesine katkıda bulunulabilir.

·         Her öğrencinin en az bir tane enstrüman çalmayı öğrenmesi, kültürel değerlerin izlerini taşıyan bir ürünün ortaya çıkarılması, doğa ile ilgili gözlemlerin aktarıldığı etkinlikler yapılması yönünde projeler başlatılabilir.

·         Bölgede yetişmiş bilim insanlarının, sanatçıların veya diğer önemli kişilerin tanınması ve tanıtılması ile ilgili çalışmalar yürütülebilir.

·         Bu çalışmalardan istenilen sonuçların elde edilmesi için öğretmen, öğrenci, veli ve okul paydaşlarının işbirliği içinde gerekli gayreti göstermeleri gerekmektedir.

 

 

 

PANDEMİ SÜRECİNDE RUHSAL VE FİZİKSEL SAĞLIĞIN KORUNMASI

2019 Koronavirüs Hastalığı salgını (KOVİD-19) tüm dünyayı yaş, cinsiyet, ırk, kültür, din ve ekonomik durum ayırt etmeksizin etkileyen bir durum halini aldı. Dünya Sağlık Örgütü tarafından da Mart 2020'den itibaren pandemi olarak kabul edildi. Pandemik hastalık dünya genelinde yaşayan insanların sağlığını tehdit eden bulaşıcı hastalıklara verilen bir isimdir. Dolayısıyla hem fiziksel hem de ruhsal olarak dünyadaki tüm insanlar benzer bir sürecin içinde olduğumuzu söyleyebiliriz. Enfeksiyondan korunma ve kontrol önlemlerini uygulayarak; enfeksiyonun toplumda yayılmasını azaltmak ve böylece pandeminin erken dönemlerinde enfekte olacak kişi sayısını ve pandemi nedeniyle ortaya çıkacak vakaları azaltmak mümkündür. Bu önlemlerin ne olduğu, pandemiden en az fiziksel etkilenme ile nasıl korunacağımız sürekli gündemimizde, ekranlarda, telefonlarımızda. Bu önlemleri bilmek ve uygulamak için çaba harcıyoruz. Peki fiziksel olduğu kadar ruhsal anlamda da tüm insanlığı etkileyen, kriz olarak nitelendirebileceğimiz ve bu nedenle de stres yaratan bu süreç için neler söyleyebilir, neler yapabiliriz?

Bu süreç herhangi bir ruhsal rahatsızlığı olmayan insanlarda birtakım ruhsal belirtilere yol açabileceği gibi, zaten var olan bir psikiyatrik hastalığa sahip kişilerde hastalığın alevlenmesine dolayısıyla hem kişide hem de bakım vereninde strese yol açabilir. Virüse maruz kalınmasa da kişilerde hasta olma ya da ölüm korkusu, çaresizlik hissi ya da hasta olan kişiler ile ilgili suçluluk duygusu meydana gelebilir. Yaşanan bu duygular yoğunlaştıkça ruhsal olarak kişinin daha zayıf düşmesine yol açabilir. Hastalıkla mücadele edenlerin ve yakınlarının yaşadığı strese bir de hastalık nedenli damgalanma, damgalanmanın getirdiği yalnızlık hissi de eklenebilir. Depresyon, yalnızlık hissi, çaresizlik, ümitsizlik, kaygı ve panik hissi, yoğun korkular, sinirlilik, tahammülsüzlük, öfke patlamaları, isteksizlik, konsantrasyon güçlüğü, aşırı zihinsel uğraşlar ve düşünceler, uyku ve iştah sorunları, bedensel sorunlar hepimizin yaşayabileceği ruhsal sıkıntılar olarak yaşamımıza girebilir. Peki bu süreçte ruhsal sağlığımızı korumak mümkün mü? Elbette mümkün ve elbette bu salgından korunmak ve bu süreci atlatmak için yapabileceğimiz birçok şey olduğu gibi ruhsal olarak korunmak için de yapabileceklerimiz var.


Pandeminin ruhsal etkilerinden korunmak için ipuçları nelerdir?

1- Anlayış ve hoşgörü ile birlik duygusunu güçlendirelim.

Öncelikle bu süreçte bize en iyi hissettirecek duygular şefkat, anlayış, hoşgörü ve empatidir. Hiç kimsenin ya da hiçbir ülkenin bu hastalığı hak etmediğini, yanlış bir şeyler yaptığı için hastalanmadığını, yakınımızda ya da uzağımızdaki her COVİD-19 nedeniyle tedavi gören bireyin destek, ilgi, şefkat ve iyiliği hak ettiğini düşünerek başlayabiliriz. Birlik olmak ve birlik hissetmek bizi ruhsal olarak güçlendiren eylemlerdir.

2- Damgalayıcı tanımlamaları dilimizden uzak tutalım.

Bu ruh halini, "KOVİD-19 nedeniyle tedavi gören ve iyileşmeye doğru ilerleyen" kişileri, KOVİD hastası, KOVİD'li(ler), koronalı(lar), korona ailesi gibi "damgalayıcı" kelimeleri dilimizden uzak tutmaya çalışarak daha da güçlendirebiliriz. Damgalamak ve damgalanmak ya da damgalanacağını düşünmek stresimizi artırır.

3- Salgın ile ilgili haberlere ayırdığımız süreyi kısıtlayalım.

Salgınla ve virüs ile ilgili sizi kaygılandıran ve strese sokan haberleri dinlemeyi, okumayı ve izlemeyi en aza indirebilirsiniz. Sadece güvenilir bulduğunuz kaynaklardan, günde bir ya da iki kez ile sınırlayarak bilgi edinmek ve alacağınız önlemleri buna göre güncellemek yeterli olacaktır. Gerçek bilginin çoğu zaman daha az korkutucu ve kaygılandırıcı olduğunu unutmamalıyız.

1- Çevremizdekilere ve yakınlarımıza destek olalım.

Öncelikle kendimizi korumaya çalışmalı, ancak bunu yaparken ihtiyacı olan diğerlerine de destek olabilmeyi başarmalıyız. İhtiyaç zamanlarında yardımlaşmak hem yardım edeni hem de edileni iyileştirir. Komşumuzu, arkadaşımızı ya da bir akrabamızı aramak, desteğe ihtiyacı olup olmadığını sormak kolay uygulayabileceğimiz bir yöntemdir. Dayanışmak gücümüzü artıracak ve bu kriz sürecinden hem fiziksel hem de ruhsal olarak en sağlam şekilde çıkmamızı sağlayacaktır.

2- Olumlu deneyimleri ve öyküleri paylaşmayı artıralım.

Olumlu deneyimlerimizi aktarmaya ve paylaşmaya çalışmak önemlidir. Örneğin KOVİD-19 nedeniyle tedavi görmüş ve iyileşmiş ya da bir zorluğun beraberce ve dayanışma ile üstesinden gelmiş insanların öykülerini paylaşmak gücümüzü, direncimizi ve umudumuzu artıracaktır.

3- Mücadelede ön safta olan sağlık çalışanlarını unutmayalım.

Bu süreçte KOVİD-19 nedeniyle tedavi gören kişilerin bakımını ve tedavisini üstlenen ve büyük bir özveriyle çalışan sağlık çalışanlarına teşekkür edebilmek, yaptıkları işin değerini ve önemini bildiğimizi hissettirmek hem dayanışmamızı artıracak hem de bu mücadelenin ön saflarındakilere güç verecektir.

 

 

Evciler Hükümet Konağı 2. Kat - 0 272 431 26 54

MEB © - Tüm Hakları Saklıdır. Gizlilik, Kullanım ve Telif Hakları bildiriminde belirtilen kurallar çerçevesinde hizmet sunulmaktadır.